İstanbul'da geçtiğimiz günlerde meydana gelen şiddetli deprem, bölge halkında bir panik yarattı. Ancak uzmanlar, bu depremin beklenen büyük İstanbul depreminin bir öncüsü olmadığını, aksine fay hattının enerji biriktirmeye devam ettiğini belirtiyor. İstanbul’un fay hatları üzerinde bulunan karmaşık yapısı, zaman zaman küçük depremlerin yaşanmasına neden olabiliyor. Deprem uzmanları, İstanbul’da yaşanan bu olayın genel durumunu değerlendirdi ve gelecekte olabilecek depremler hakkında önemli uyarılarda bulundu.
22 Ekim 2023 tarihinde 5,6 büyüklüğünde meydana gelen deprem, İstanbul’un çeşitli bölgelerinde hissedildi. İstanbul’un belli başlı ilçelerinde, özellikle Avcılar, Bakırköy ve Esenyurt gibi sahil kesimlerinde sarsıntı oldukça şiddetliyken, diğer bölgelerde daha hafif bir şekilde yaşandı. Ancak uzmanlar, bu depremin büyük bir felaketin habercisi olmadığını vurguluyor. Marmara Bölgesi’nde yaklaşık 20 yıldır deprem aktivitesinin arttığını belirten jeologlar, bu tür olayların faydaların enerji biriktirmeden kaynaklandığını ifade ediyor. Söz konusu depremin ardından, birçok yurttaş, İstanbul’da olması beklenen büyük depremin yaklaşmakta olduğuna dair endişelerini dile getirdi. Ne yazık ki, yaşanan bu kaynaklı olay, yıllardır hararetle tartışılan ve halk arasında korku yaratan büyük İstanbul depreminin bir ön habercisi olarak algılandı.
İstanbul, bulunduğu coğrafi konumu itibarıyla birçok fay hattının kesişim noktasında yer alıyor. Uzmanlara göre, bu durum hem fayların zaman zaman sarsılmasına hem de büyük depremler için enerji birikmesine neden oluyor. Özelikle Kuzey Anadolu Fay Hattı, İstanbul'un yanı başında yer almakta ve tarihi verilere göre geçmişte birçok yıkıcı depreme neden olmuştur. Bu nedenle, İstanbul’daki depremler daima yoğun ilgi ve endişe ile karşılanmaktadır.
Örneğin, 1999 Gölcük depremi sonrası İstanbul’un fay hatları ve olası büyük depremleri hakkında yapılan çalışmalar ve araştırmalar, bölgedeki riskin her zaman mevcut olduğunu gözler önüne seriyor. Ancak bu tür sarsıntıların, büyük depremlerin öncesinde sıradan birer uyarı niteliği taşıdığı da ifade edilmektedir. Yani, yaşanan bu son depremler, gelecekteki büyük depremler için sinyal değil, yalnızca fayların güncel durumunu gösteren küçük sarsıntılardır.
Uzmanlar, halka deprem anında yapılması gerekenleri de hatırlatmakta; olası bir felaket durumunda neler yapılması gerektiği konusunda bilgilendirici programlar ve tatbikatlar düzenlenmesi gerektiğini vurguluyorlar. İstanbul’daki bu tür depremler, insanları hazırlıksız yakalamakla kalmıyor, aynı zamanda şehrin deprem güvenliğini de sorgulatıyor. Kentsel dönüşüm projeleri ve yapıların deprem güvenliği konusunda atılan adımlar, deprem yönetmeliğine uygun inşaatların artırılmasını sağlamalıdır.
Sonuç olarak; İstanbul'da yaşanan bu depremin beklenen büyük bir felaketin habercisi olmadığını söyleyebiliriz. Ancak yine de fay hatlarının enerji biriktirmesi ve gelecekte daha büyük sarsıntıların yaşanabileceği gerçeği, her zaman dikkatle izlenmelidir. Bu durum, bölge halkının yaşamsal önlemler almasını ve doğru bilgilendirilmelerini sağlamak açısından hayati bir öneme sahiptir. İstanbul'un deprem gerçeğiyle yüzleşmesi ve hazırlıklarını güçlendirmesi gerekmektedir. Yine de, deprem sonrası yaşanan gereksiz panik ve kaygıların önüne geçmek için daha fazla halk eğitimine ve bilgilendirme çalışmasına ihtiyaç duyulmaktadır.